Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, ücretlerin düşük tutulması ve bu yolla talebin kısılarak enflasyonun dizginlenmesi ile özetlenebilecek iktisat siyasetinin sonuç vermeyeceğini belirtti.
Kozanoğlu, ücretliyi ezen bu siyaset yerine zenginlerin kârlarının dizginlenmesi ve servet vergisi üzere uygulamalara dikkat çekti.
Isabelle Weber’in satıcı enflasyonu kavramına değinen Kozanoğlu, “enflasyonun ana kaynağının şirketlerin fahiş fiyat artışları olduğu görüşünü” öne süren Weber’in toplumsal medya paylaşımını aktardı:
“…şirketlerin son iki yılda fiyatları ithal edilen güç maliyetlerinden fazla artırması nedeniyle Avrupa’da son iki yılda yaşanan enflasyona en fazla katkı, artan firma kârlarından gelmiştir…”
Fortune 500 Türkiye-2023 araştırmasına nazaran şirketlerin net kârının 2022’ye nazaran yüzde 72,2 artışla 965 milyar 800 milyon liraya çıkarak 1 trilyon sonuna yaklaştığına dikkat çeken Kozanoğlu, şirketlerin vergi öncesi kâr marjının bir evvelki yıla nazaran 0,27 puan azalmasına rağmen, net kâr marjının yüzde 7,53’e yükseldiğini söz etti.
Kozanoğlu’na nazaran, bankacılık dalı net kârı da 2023’te 604 milyara çıktı.
“DAR GELİRLİLERİN FİYATLARINI BASKILAMAK TAHLİL DEĞİL”
Hayri Kozanoğlu, BirGün’deki “Enflasyonun sorumlusu fiyatlar mi?” başlıklı yazısında zenginlerin harcamaların ait ise şu bilgileri aktardı:
“2023 Hanehalkı Tüketim Harcamaları sonuçlarına bakıldığında gelire nazaran sıralı yüzde 20’lik kümelerde aylık harcamalar sırasıyla 8.827, 14.745, 21.254, 28.250 ve 48.830 TL. Bunun manası harcamaların yüzde 40,1’ini en üst, yüzde 23,3’ünü ikinci, toplamda yüzde 63,3’ünü üst gelir kümeleri yapıyor. Öteki bir sözle yüzde 7,24 ile en alt, yüzde 12,1 ile dördüncü ve yüzde 17,4 ile üçüncü alt gelirli yüzde 60’ın toplam harcamalar içerisindeki yükü yüzde 36,7 en üst varlıklı yüzde 20’nin yüzde 40’1’inin altında. Özetle, dar gelirlilerin fiyatlarını baskılamak talebi dizginlemek açısından da tahlil değil.”